Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İcadını sevdiğim... :)
Olur da sesini duyup aramak istersen diye; 𝙶𝚛𝚊𝚑𝚊𝚖 Bell telefonu icat etti. Duygularınla tek başına kalma diye; 𝙷𝚘𝚠𝚊𝚛𝚍 𝙰𝚖𝚜𝚝𝚛𝚘𝚗𝚐 radyoyu icat etti. Olur da acılarını bastırır diye; söyledi 𝚂𝚎𝚣𝚎𝚗 𝙰𝚔𝚜𝚞 bütün şarkıları. Bir gün duygularını, acılarını, hatıralarını içinde tutmayıp yazmak istersin diye; 𝙽𝚒𝚌𝚘𝚕𝚊𝚜 𝙲𝚘𝚗𝚝𝚎 kalemi icat etti. 𝙻𝚒𝚍𝚢𝚊𝚕ı𝚕𝚊𝚛 parayı, 𝙼𝚎𝚣𝚘𝚙𝚘𝚝𝚊𝚖𝚢𝚊𝚕ı𝚕𝚊𝚛 birayı, 𝚂𝚖𝚒𝚛𝚗𝚘𝚏𝚏 kurşuna dizilme tehdidine karşı 𝚟𝚘𝚝𝚔𝚊𝚢ı icat etti. Sonra 𝚜𝚎𝚗... 𝙶𝚒𝚝𝚖𝚎𝚔 diye bir şey icat ettin. İcadını sevdiğim...
Öz(Sorgulama + Denetim) = İdeal İnsan
"Keşke bu hayatı birkez daha yaşama şansımız olsaydı" diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu, iyi bir şey. İnsanlar, yaşadıklarını değerlendiriyor ve dolayısıyla özsorgulama gerçekleştiriyorlar demek ki. Fakat özsorgulama tek başına yeterli mi? Özsorgulama yapmak kıymetli fakat onu değerli kılacak olan bu özsorgulamın bundan sonrasını anlamlı kılan özdönetim'i doğurabilmesi. Yani bu andan sonrasını etkilemesi. İşte bütün mesele bu. Çocukluğumuz geleceği düşünmek ile geçti; olgunluk çağımız da geçmişten pişman olmakla geçiyor. Dolayısıyla olgunluk çağında yaptığımız tek şey nasihat vermek için gençleri kovalamak olduğunda, özsorgulama değersizleşiyor. Onu kıymetli kılacak olan geçmişteki hatalardan ders alındıktan sonra geleceği inşa etmesidir. Yani harekete geçmesi ve eylemde bulunması. Bu yoksa, özsorgulamanın da ruhu karanlığa taşımaktan başka bir faydası yok. Hoş bunun da faydalı olup olmadığı tartışılır. Belki insanı, en azından eylemsizliğe ittiği için ve böylece çevreye zararsız hale getireceği için; dolayısıyla çevre açısından faydalıdır denebilir. Ancak asıl fayda çevreyi dönüştürmek, dönüştürürken geliştirmek ve dolayısıyla onu mükemmele taşımaktır. Mükemmel (Kemal)
Reklam
Gün Aydı...
"Sıfır bir değer değildir. Bir sayı bile degildir. Ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır, tıpkı sevda gibi. Sevdanın da tek başına değeri yok. İlle de biri olmalı. Sıfır ne kadar çoksa, sayı o kadar çoğalır. Sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür." (Yedi Numara- Haydar&Armağan) 🌸
Salih İnsanları Sevme ve İlahlaştırma...
Nuh Suresi, 21 - 23. Ayetler: "Nûh, 'Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve ço­cuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydu­lar." "Onlar çok büyük tuzaklar kurdular." "Dediler ki: 'Sakın ilâhlarını­zı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan, Yeğus'tan,
Yazarken
Düşünüyor insan yazarken- gerçekten bunları benden başka okuyacak kimse var mı diye. Yani laedri olarak gönderebilirim tabii ki her daim dünyaya, ama benim altımda benimle alay etmeden okuyacak, benim yazdığımı bilecek... İşte burada duraksıyor insan. Etrafta başkaları da varken yazmak çok garip değil mi? Sanat sanat içinse yazmak da benim için
Yakamoz& Papatya -9
Papatya Yakamoz'un yazdıklarından çok etkilenmişti. Bu nasıl sevmek böyle, Yarabbi, diyordu kendi kendine. Normal bir insan hiç böylesine bir yorumlama yapabilir miydi? Hoş, Yakamoz'a bunları yazdıran yegane güç, yegane ilham kendisinin de belirttiği üzere Aşktı. Zaten öyle değil midir, şiirden en çok nefret edenlerimiz bir kere
Reklam
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
"Kültürü çok geniş, değerli bir dostum geçen gün bana diyordu ki: - Artık benim için yeryüzünde bir tek eğlence kaldı: Okumak. Ne içkiden ne danstan ne toplanmalardan hiçbir şeyden tatlı bir duygu alamıyorum. İnsanlardan kaçan yabani bir mahlûk oldum. Bu duyuş, belki bir sinir bozukluğundan geliyor. Yalnız doğru bir tarafı var ki o da bu dostumun her tatlı duyguya karşı taş gibi donuk ve soğuk kaldığı hâlde okumaktan kendini alamamasıdır. Demek kültürlü bir insan için; düşünen, anlayan, öğrenmek isteyen bir kimse için her eğlence geçebiliyor, yalnız okumak kalıyor. Öyle ise okumak nedir, nasıl bir iştir ki böyle sürekli ve kolay ölmeyen bir tadı var?" "Yalnızlıkta, dost ve arkadaş yokluğunun yerini ancak kitap tutabilir. Bulabildiğiniz kitabı yazan, sizin bu tek başına kaldığınız anda konuşabileceğiniz tek arkadaş değil midir? Yazık okumaya alışmamış, onun tadını alamamış olanlara. Onlar, ıssız bir âlemde, yapayalnız yaşayan mahkumlardır."
küçük keremden annesine bir mektup
Beni alıp karnına sakla anneciğim Hiç doğmadan durayım Dünyaya gelince acılarım olacak benim Çoğalıp senin acılarına katılacağım Bana hep katlanmak zorunda kalacaksın Beni alıp karnına sakla anneciğim Nasıl olsa babamı görmeyeceğim. Anne babam nerede benim diye sormaya kalksam Sus konuşma kızdıracaksın şimdi onu diyeceksin. Beni sen bile
Ebrar 2126
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Reklam
Türk Edebiyatının En İyi 100 Romanı
Dün akşam Nahid Sırrı Örik'in Sultan Hamid Düşerken isimli kitabını okumaya başladım. Bu vesileyle size bir listeden bahsetmek istiyorum. Mutlaka bilenler vardır fakat bilmeyenler için de faydalı olabilir. 2017 yılında akademisyenler, yazarlar ve edebiyatçılardan oluşan bir ekiple Türk edebiyatının en iyi 100 romanı belirlenmiş. Biliyorum bu
• 4. Bölüm - ATATÜRK'ÜN ÇANAKKALE'DE BAŞARISI YOKTUR YALANI! (!)
- Yıl 1914 Takvimler 3 Kasım'ı gösteriyor, İngiliz Donanması Çanakkale'nin dış istihkâmlarını bombalıyor bu durum Çanakkale Savaşı'nın başlamasına sebebiyet veriyor. 9 Ocak 1916'ya kadar mücadele devam ediyor. Savaşta, Türk ordusunun en seçkin birlikleri ve subayları yer alıyor. Çanakkale Batı empervalizmine karşı sıkı bir
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.